zayıflamak üzerine...

   Ben çok kolay kilo alır ve bir o kadar da kolay kilo verir(dim)im. mesela bir keresinde 1 hafta 10 gün içerisinde tam 10 kilo vermiştim.
    Geçtiğimiz yıl içerisinde 5 ayda 15 kilo vermem arkadaşlarımın  baya bir dikkatini çekti. malum toplumumuz aşırı kilolu-obez arasında gidip gelmekte son yıllarda. dolayısıyla arkadaşlarımın bana en çok tevcih ettiği soru "nasıl verdin bu kiloları?" yada kilo vermek için ne yapmalıyız?.
       burada benden bekledikleri sihirli bir formüldür ancak ne yazık ki gerçek şudur: sihirli bir formül yok!
yapılması gereken gayet basit aslında;
1. Dengeli beslenme, yani karbonhidrat, protein v.s. yeteri kadar almak
2. Aldığından fazlasını harcamak, yani az yemek çok emek
3. Metebolizmayı hızlandırmak ve motivasyonu korumak için spor yapmak(mümkünse günde 45dakika haftada en az 3 gün)
zayıflamak isteyenler için 3 maddelik basit kurallar uygulandığında sonuç görülecektir. bu arada ikinci maddeyle alakalı olarak, tatlılar, colalı içecekler vs azıcık tüketildiğinde çok kalorili olmaları nedeniyle kilo vermek isteyenlerin dikkat etmesi ve tüketmemesi gerekenler listesinin başında yer almaktadır.

bence en sağlıklı zayıflama hızı için vermek istediğiniz kiloları ne kadar sürede aldığınıza bakın. yani vermek istediğiniz 5 kilo var ve siz bu kiloları 5 ayda aldıysanız, vermek için 5 ay uygun bir süredir. hadi kolay gelsin...

not: yukarıda yazılanlar kişisel tecrübe olup uygulanmadan önce doktor görüşü alınası gerekmektedir.

Türkiye'nin Dünyaya yardım eli: TİKA

Her büyük ülkenin olduğu gibi Türkiye'mizin de devlete bağlı bir yardım kuruluşu var(Her ne kadar pek kimsenin haberi olmasa da): TİKA.
Sovyetlerin dağılmasıyla Türk Cumuiriyetlerine yapılacak yardımların koordinesi için kurulan kurum, 2002 yılında başbakanlığa bağlanmış ve faaliyet alanını genişletmiştir.
     TİKA; Afganistan'dan Senagal'e, Kosova'dan Moğolistan'a Pakistan'A kadar 100den fazla ülkeye; eğitim, altyapı, sağlık, ulaştırma, tarım v.b. birçok alanda yardım elimizi uzatıyor. İşte birkaç örnek;
Kalkınmakta olan ülkelerde 112 okul yapımı, 105 okul onarımı,448 okula donanım yardımı,  farklı sektörlerde 10542 uzman eğitimi,369 adet su kuyusu açımı ve 9580 öğrenci eğitimi sayılabilir.
Bugün yıllık 700 milyon amerikan doları yardımıyla dünyanın sayılı yardım kuruluşlarından biri haline gelmiştir.

deniz er eğitim alayında acemi askerl

internette gezinirken askerlikle ilgili bulduğum ve faydalı olabileceğini düşündüğüm bir yazıyı paylaşmak istiyorum. buyrun....
Çoğu arkadaş için yararlı olacağını düşünüyorum ve bu yüzden geçirdiğim 28 günü size kısaca özetliyeceğim ;

Tafsiyeler ; 

• Yanınızda Traş takımı haricinde hiçbirşey götürmeyin , orda zaten fazlasıyla herşeyinizi veriyorlar , ben şahsen tek traş takımımı götürdüm 2 valizle geldim

• İştimaya çıkınca size gelip aranızda güzel yazı yazmayı bilen varmı dicekler büyük ihtimal , hemen atlayın biliyorum deyin ! Sırf bu sayede etüdcü olursunuz ve iştimalara çıkmassınız.
• Ne çok zeki olun , nede çok saf olun .
• Sigara kullanıyorsanız sizden onbaşılar ve çavuşlar sigara istiyecektir sakın vermeyin , onlar sizleri yoluncak kaz olarak görürler.
• Akıllı kart alıcaksınız , yanınızda nakit gezdirmeyin tüm hepsi kartınızda olsun ve kartınıza gözünüz gibi bakın zira kaybolursa paralarınız güme gider.
• Sizden onbaşılar veya çavuşlar kartında limit varsa git şunu al ben sana parasını vereyim gibi tabirler kullanıcaklar sakın kanmayın çünkü parasını vermiyorlar !
• Melbusat (üst baş) alıcaksınız bunların tam üstüne oturduğuna emin olun ve olmadıysa gidip değiştirin , giydikten sonra kullanılmış diye değişiklik yapmazlar.
• İştima alanında 1 kişi bilene izin almadan sigara içtiğini görürseniz uyarın , çünkü 1 kişi hata yaptımı tüm herkes çeker sistem böyledir. (Bizim başımıza çok geldi.)
• Koğuşlarda kendinize ait dolablarınız olucak , güzelce üstünüzü yerleştirin ve tüm şapkanızdan tutun , donunuza kadar hepsine isminizi ve celp numaranızı yazın zira hırsızlık olayı epey çok oluyor.
• Para , kart , yüzük , saat v.b. eşyalarınızı yatarken dahi dolabınıza koymayın , sabah kalktığınızda yalan olabilir.
• Gitmeden önce tafsiyem saçlarınızı askere uygun kestirin , orda hayvan kırpar gibi saçlarınızı keserler.
• 28 gün boyunca size vercekleri 1 üstü giyeceksiniz ve bu üstler hiç yıkanmayacak ona göre temiz kullanmaya çalışın .
• Leodorand , koltuk altı kremi , oda parfümü götürün 1 haftadan fazla süre banyo yapamayacağınız zamanlar olcak ve koğuşlar genellikle 40 kişi kaldığı için leş gibi kokar.
• Meslek mülakatına gidiceksiniz eğer hiçbir mesleğiniz yoksa benden size tafsiye ''Garson'' 'um deyin , garsonlar sürekli kıyak yerlere düşer.
• Son tafsiyem elinizden geldiğince göze batmayın , göze batarsanız birkere acemilik bitene kadar gözüne battığınız kişi sizinle uğraşır.

Avrupa'da bir Türk belediyesi! Mamuşa

 2009 yılında gitme fırsatı buldum Mamuşa belediyesine. Belediye Kosova sınırları içerisinde bulunmakta ve 6000 civarında olan nüfusunun tamamı Kosovalı Türklerden oluışmaktadır. Belediyede Türkçe; Arnavutça'yla birlikte resmi dildir.
98-99 Kosova savaşı sırasında 45bin civarındaki Arnavut'u evlerinde saklamışlar ve kıyımdan kurtarmışlardır. Çünkü sırplar Türkiye'nin gücünden çekindikleri için Türk kasabası olan Mamuşa'ya girememişlerdir.
yabancı bir ülkede gezerken memleket havası almak isterseniz Mamuşa'ya uğramanızı tavsiye ederim.
Bu arada; yakın zamana kadar Kosova Türk Barış Gücünün bir kısmı Mamuşa bulunmaktaydı.

Atatürk'ün Yaveri Cevat Abbas Gürer (Cepheden Meclise Büyük Önder ile 24 Yıl)

İstanbul'un işgali sırasında Atatürk'ün ünlü "Geldikleri gibi giderler" sözünü söylediği kişidir Cevat Abbas Gürer. Bandırma vapuru yolcularındandır...Atatürk, Bandırma Vapuru'na binecek olan kadronun oluşturulmasını isteyecek kadar ona güvenmiştir. 


Atatürk'le 24 yıl boyunca yakın tarihin neredeyse her önemli anında yanındadır..:.. Anafartalar'da, Halep'te, Kafkas cephesinde.. Atatürk, Veliaht Vahdettin'in yaveri olarak Almanya'ya giderken refakatinde yine Cevat Abbas vardır.. Kurtuluş Savaşı'nın en önemli belgesi sayılan Amasya Genelgesi'ni Atatürk'ün diktesiyle kaleme alan kişidir Cevat Abbas Gürer...Montrö Antlaşması'nın imzalandığı gece aynı sofrada, birliktelerdir.. 


Cevat Abbas Gürer, Atatürk'ün Şişli'de, 19 Mayıs 1919'dan önce ulusal kurtuluş planları yaparken Şişli'deki evde yanında kalmış tek yaveridir; İsmet İnönü ve Kâzım Karabekir gibi önemli şahsiyetlerle Atatürk'ün yaptığı evdeki konuşmalara tanıktır... 


Cumhuriyet'in ilk döneminde Cevat Abbas'ın Atatürk'e sivil alanda da "yaverlik" görevi sürmüştür.


Cevat Abbas Gürer, Türk Hava Kurumu'nun kurucusu ve ilk başkanıdır...Cevat Abbas, TBMM'de beş dönem Bolu milletvekilliği yapmış bir siyaset adamıdır...


Cevat Abbas Gürer'in arşivinden, ilk kez yayınlanan fotoğraflar ve Balkanlar'da Atatürk'ün talimatıyla gerçekleştirdiği sınırötesi görevlere ilişkin daha önce yayınlanmamış orijinal bilgi ve belgeler, kitapla birlikte gün ışığına çıkıyor...


Bu kitap, Atatürk'ün yaveri olan Cevat Abbas Gürer'in Atatürk'le beraber cepheden Meclis'e uzanan yaşamının belgeselidir...

Lord Stratford Canning'in Türkiye Anıları

Bu kitap okununca görülecektir ki, bizim için ehemmiyetli, o derecede kıymetli ve faydalıdır. 1808'den 1858 yılına kadar süren yarım asır içinde çeşitli aralıklarla İngiltere hükümetini Osmanlı devleti nezdinde temsil etmiş olan Stratford Cannin'in resmi ve hususi yazılarına dayanılarak Stanley Lane Poole tarafından yazılmış ve 1888'de "Life of the Right Honourable Stratford Canning, Viscount Stratford De Redcliffe" adı altında kitap olarak yayımlanmıştır.

At Sırtında Anadolu

Türk ulusunu yerin dibine batıran, onu dünyada akla gelebilecek her türlü kötülükle suçlayan ülkemizin insanları, hikâyeler yazmayı bırakıp, Anadolu’da küçük bir yolculuğa çıksalar iyi ederler. ‘Şeytan, betimlendiği kadar kara değildir’ diyen eski bir atasözü vardır. Kendilerini Hıristiyan sayan yazarlar, birçok konuda Anadolu’daki Türklerden ders alsalardı keşke... Bu sözlerin sahibi, 1876 yılında Üsküdar’dan yola çıkıp Kars’a kadar at sırtında Anadolu’da ilginç bir yolculuk yapan Frederick Burnaby. Rus-Osmanlı harbinin arifesinde Osmanlı’da yaşayan halkların birbiriyle olan ilişkisini ve Müslümanların Hıristiyanlara eziyet ettikleri söylentilerinin aslını araştıran Burnaby, Türk, Ermeni, Çerkez, Kürt ve Yezidi’lerin yaşamlarına, fikirlerine ve birbirleriyle ilişkilerine yakından tanık olduktan sonra ortaya koyduğu ve bir seyahat kitabının çok ötesine geçen bu kitapta dönemin bir panoramasını çizerken Anadolu halklarının tarafsız bir portresini de çıkarıyor ve modernleşmeninOsmanlı’ya ne kadar nüfuz edebildiğini gösteriyor.

şiir

Özledim seni, kelimeler yetmiyor
Özledim seni, zaman geçmiyor
Özledim seni, dünya dönmüyor
Özledim seni, gece bitmiyor

Keşke, zümrüd-ü Anka'ya binip gelsem yanına
Sokulsam usulca, sımsıkı sarılsam sonra
Keşke, kapatsam gözlerimi
Sonra açsam gözlerimi gerçek dünyaya
Uyansam kabusumdan, sarılsam sana
Öpsem seni...
Yok önce koklasam, mis gibi içime çeksem seni
Baksam gözlerine,
Seni sevdiğimi söylesem


Biliyorum  sessizim hep yanında
Başka şeyler varmış gibi aklımda
Hani sana çok yansıtmasam da
Sen hep, aklımdasın,
Aklımdasın...
Aklımdasın...

Söyle diyorsun seni sevdiğimi
Bilmiyor musun bu gerçeği
Gül bülbüle soruyor mu ki?
Yok ille de duymak istiyorsan
İşte söylüyorum
seni seviyorum!
seni seviyorum!
seni çoook seviyorum!